Başlangıçta sükût var idi. Ve her yer karanlık idi. Ve Yaradan Yegâh makamında terennüm eyledi. Ve bu ışıltılı nağme ile etraf nûr oldu. Ve nağme boşlukta yankılanıp geri döndü. Ve Yaradan, bu Yegâh nağmenin güzel olduğunu gördü. Anar’da, romanın, kişilerin, mekânların ve olayların yaratıcısı olarak ‘Yegâh’ bölümüyle başlamış hikâyesini anlatmaya… Devamını oku
2013 Arşivi
Kıyıda ise üç direkli, iki güverteli ve 58 toplu bir kalyon, o karanlıkta usturmaçalarını puta edip iskeleye palamar vermişti. Yelkenlerin sarılı olduğu serenler hisa edilmiş ve tez zamanda yola çıkacağını ilân için mizana direğine mavi bayrak çekilmişti. Devamını oku
Çok uzak zamanlarda değil, günümüzün otuz, bilemediniz elli yıl öncesinde, üstelik hep “ülkemizde” geçiyor Efrâsiyâb’ın Hikâyeleri. Ancak… Sanki o zamanlardan ve o mekânlardan değil de, başka zaman ve mekânlardan, hatta başka dillerden aşina olduğumuz hikâyeler… Devamını oku
Kitap, nesiller boyunca süren bir hayal hakkında. Yanlış anlamayın, “hiyel” kelimesi hayal değil, “hileler” demek. Yafes Çelebi adında bir adamın hiyel ilmi (mekanik) ile ilgilenmeye başlaması, kafasındaki düşünceler, ve onun bu hayalini devam ettiren Calud ve Lalezar Necef Bey’in başından geçenler kitabın ana iskeletini oluşturuyor. Devamını oku
Aşağıdaki sorular Amerikan mahkeme tutanaklarından alınmıştır. Devamını oku